Prof. Dr. Etem Karakaya

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Etem Karakaya 2021 yılından bu yana Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, İİBF, İktisat bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat bölümünde lisansını tamamlayan Etem Karakaya, daha sonra Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF asistanı olarak YÖK bursuyla yüksek lisansını İngiltere’de Leicester Üniversitesi ve doktorasını Nottingham Trent Üniversitesi’nde iktisat alanında yapmıştır. Bir dönem ABD New Jersey’deki Rutgers Universitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalışmıştır. 

2005-2008 döneminde merkezi Kopenhag’da bulunan AB kurumu Avrupa Çevre Ajansı’nda “iklim değişikliği ve enerji” biriminde proje yöneticisi ve Türkiye masası sorumlusu olarak çalışmıştır. Avrupa Çevre Ajansı’nda çalışırken birçok kez Avrupa Komisyonu, BMİDÇS, OECD ve diğer kurumlarda Avrupa delegasyonu olarak görev yapmıştır. Bu dönemde ve devamında Türkiye’nin iklim müzakerelerine katılan heyete ve ilgili bakanlıklardaki uzmanlara “Kyoto Protokolü, küresel iklim rejimi, karbon piyasaları” konularında eğitimler vermiştir. Ayrıca, iklim değişikliği ve enerji alanında AB, UNDP, ilgili bakanlıklar ve özel şirketlere proje ve danışmanlık yapmaktadır.

Dr. Etem Karakaya yaklaşık 20 yıldır iklim değişikliği, karbon piyasaları ve enerji konularını Avrupa Birliği ve Türkiye özelinde çalışmaktadır. Son yıllarda özellikle enerji, malzeme kullanımı ve verimliliği konularını sürdürülebilirlik açısından çalışan Karakaya, bu alanlarda birçok makale ve rapor hazırlamıştır.

Uzmanlık Alanları: İklim iktisadı; iklim müzakereleri; sanayide karbonsuzlaşma; karbon piyasaları; AB ETS sistemi; enerji ve malzeme verimliliği; döngüsel ekonomi; uluslararası iktisat 

Kritik mineral ve hammaddelerde ciddi tedarik riski var

Yeşil dönüşüm için lityum, kobalt, nikel, grafit ve nadir toprak elementleri gibi çeşitli kritik mineral ve hammaddelere büyük ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyacın yüzyıl ortasına kadar katlanarak artacağı öngörülüyor. Ne var ki bu mineral ve hammaddelerin madenciliği ve işlenmesi, ekonomik ve siyasi olarak riskli bölgelerde bulunan az sayıda ülkede yoğunlaşmış durumda. Enerji dönüşümünü yavaşlatacak bir tedarik riski yaşanmaması için yüzyıl ortasına kadar 2,1 trilyon dolarlık yeni yatırım yapılması gerekiyor.